Çiçero: "Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur" diyor. ÖSS´ye hazırlanmak istiyorsanız önce soru çözmekle işe başlayın. Toplam 180 sorudan ibaret olan ÖSS´de başarılı olmak, daha önceden çözülen yüzlerce hatta binlerce sorunun oluşturduğu bilgi birikimine bağlıdır. Tecrübe en önemli kazançtır. İnsanlar tecrübeleri sayesinde çoğu zaman diğer insanların önünde olmayı başarırlar. Milyonların yarıştığı yarışmada önde olmak istemez misiniz? O halde önce soru çözmekle işe başlayın. Çünkü her soru size gerçek sınav öncesi tecrübe kazandıracaktır. Sınavda sorular karşısında ne yapacağı ve nasıl yapacağı konusunda tereddütleri olan bir üniversite adayı olmak istersiniz yoksa kendinden emin tecrübe sahibi bir öğrenci mi? Sorular engel değil engelleri aşmayı sağlayacak tecrübelerdir.
Çiçero: "Bütün büyük işler, küçük başlangıçlarla olur" diyor. ÖSS´ye hazırlanmak istiyorsanız önce soru çözmekle işe başlayın. Toplam 180 sorudan ibaret olan ÖSS´de başarılı olmak, daha önceden çözülen yüzlerce hatta binlerce sorunun oluşturduğu bilgi birikimine bağlıdır. Tecrübe en önemli kazançtır. İnsanlar tecrübeleri sayesinde çoğu zaman diğer insanların önünde olmayı başarırlar. Milyonların yarıştığı yarışmada önde olmak istemez misiniz? O halde önce soru çözmekle işe başlayın. Çünkü her soru size gerçek sınav öncesi tecrübe kazandıracaktır. Sınavda sorular karşısında ne yapacağı ve nasıl yapacağı konusunda tereddütleri olan bir üniversite adayı olmak istersiniz yoksa kendinden emin tecrübe sahibi bir öğrenci mi? Sorular engel değil engelleri aşmayı sağlayacak tecrübelerdir.
Hiç seyahat etmeyi düşündüğünüz oldu mu? Özellikle daha önceden gitmediğiniz, görmediğiniz yerleri merak etmez misiniz? Çoğumuz istemişizdir böyle bir gezintiyi. Ancak her şeye rağmen tereddütlerimiz oluşur. Nasıl giderim oralara? Nereleri gezebilirim? Acaba gezilecek, görülecek yerleri var mı? Ben buraları bulabilir miyim? En önemli sorun ise orada bulunmak beni mutlu eder mi? Bu sorular bizi tedirgin ederek oraya gitmekten vazgeçmek durumunda kaldığımız anlar da olmuştur.
Ancak gezmeyi düşündüğümüz yere gitmek zorunda kalsak ne olur? Bir memursak oraya tayinimiz çıksa, bir öğrenci isek oradaki bir okulu kazansak, bir tüccarsak o bölgedeki insanlarla alış-veriş yapmak durumunda kalsak ne olur? Hemen o bölge hakkında bilgi edinmeye başlarız? Oraya nasıl gidebileceğimizi, orada ne gibi güzelliklerin bulunduğunu vs. Biz buna "z(s)orunlu Öğrenme" diyoruz.
"Z(s)orunlu Öğrenme" gerçekleşmeden önce bir konuyu öğrenme isteği hissederiz. Ancak çeşitli sebeplerden ötürü (tembellik) bunu gerçekleştiremeyiz. ÖSS´ye hazırlanan bütün öğrencilerin tek amacı vardır: O da başarılı olmak. Ancak öğrencilerin tümü sınavı kazanmaları için çalışmaları gerektiğini bildikleri halde gerektiği kadar çalış(a)maz. Çünkü çalışmak onlar için bir zorunluluk değil bir tercihtir. Çalışmayı zorunluluk olarak algılarlarsa, zaten çalışırlar. Tercih söz konusu olduğundan öğrencilerin çoğu tercihlerini çalışmamaktan yana kullanırlar. Tıpkı gezmeyi düşünüp de küçük sebeplerden ötürü tatile çıkamayanların durumunda olduğu gibi.
ÖSS sizler için geleceğe açılan bir kapı ise o kapıya giden yol çalışmaktan geçiyor. Çalışmak demek; saatlerce bütün konuları ezberlemek için uğraşmak demek değildir. Çalışmak bir şiir gibi bütün konuları okumak mıdır? Elbette ki hayır. ÖSS sorularının özellikle yoruma dayalı olması yani bilgiden ziyade öğrencinin bilgi birikimini kullanmayı ölçen nitelikte olması tecrübeli olmayı ön plana çıkarmaktadır. Tecrübe ise çözülen soru miktarıyla ölçülür.
S(z)orunlu Öğrenme: (Sorularla Öğrenme Yöntemi) -2 İsterseniz hikayemize kaldığımız yerden devam edelim. Hikayedeki kişi bir yere ilk defa gittiğinden dolayı tereddütler yaşar. Yanlış arabaya binmekten, yanlış sokağa girmekten, kısacası yanlış yapmaktan korkar. Ancak o yere daha önceden giden veya gitmek zorunda kalan, o bölgeyi gezen, gören kişi için durum çok farklıdır. O kendinden emin bir şekilde ne yapması gerekiyorsa onları korkmadan yapar. En azından korkmanın sorunu çözmeyeceğini bilir. Her şeye rağmen üzerine düşen görevi yapmaya çalışır. O bölgedeki okulu kazanan bir öğrenci ise gider okula kaydını yaptırır. Memur ise iş yerini öğrenir ve barınmak için bir yer aramaya koyulur. Tüccar ise satacağı veya alacağı malları belirlemiştir. O kentte gider alış-veriş yapacağı kişileri bulur ve onlarla pazarlık yapmaya başlar. Çok soru çözerek tecrübe kazanan öğrenci de tecrübesinden dolayı soruları daha rahat ve daha kolay çözer. Hem de herhangi bir korku ve tereddüt yaşamadan.
İsterseniz hikayemize kaldığımız yerden devam edelim. Hikayedeki kişi bir yere ilk defa gittiğinden dolayı tereddütler yaşar. Yanlış arabaya binmekten, yanlış sokağa girmekten, kısacası yanlış yapmaktan korkar. Ancak o yere daha önceden giden veya gitmek zorunda kalan, o bölgeyi gezen, gören kişi için durum çok farklıdır. O kendinden emin bir şekilde ne yapması gerekiyorsa onları korkmadan yapar. En azından korkmanın sorunu çözmeyeceğini bilir. Her şeye rağmen üzerine düşen görevi yapmaya çalışır. O bölgedeki okulu kazanan bir öğrenci ise gider okula kaydını yaptırır. Memur ise iş yerini öğrenir ve barınmak için bir yer aramaya koyulur. Tüccar ise satacağı veya alacağı malları belirlemiştir. O kentte gider alış-veriş yapacağı kişileri bulur ve onlarla pazarlık yapmaya başlar. Çok soru çözerek tecrübe kazanan öğrenci de tecrübesinden dolayı soruları daha rahat ve daha kolay çözer. Hem de herhangi bir korku ve tereddüt yaşamadan. Soru çözmekle bilgileri öğrenmeye veya pekiştirmeye "S(z)orunlu (sorulu) Öğrenme" diyebiliriz. Bu öğrenme tipinde biz farkında olmadan bir sorunla (soruyla) karşılaşırız. Sonra bu sorunun üstesinden gelmenin yollarını ararız yani soruyu çözmeye çalışırız. Önce kendi kendimize bu soruyu nasıl çözeceğimizi düşünürüz. Sonra düşündüklerimizi uygulamaya başlarız. Eğer soruyu çözemediysek ilk yapacağımız iş o sorunun ilgili olduğu konuya bir göz atmak olur. Sonra tekrar soruyu çözmeye çalışırız. Yine çözemediysek bu durum bizim o konuyu gerektiği kadar öğrenemediğimizi gösterir.
Bu sefer bu sorun (soru) şayet ÖSS bizim için önemliyse zihnimizi meşgul etmeye başlar. ÖSS bizim için önemli değilse, "bir sorudan ne çıkar canım" diyerek o sorunu (soruyu) yok sayıp yola devam edebileceğimizi düşünürüz. Çözülemeyen sorunun doğru cevabı bizim için önemli ise bu eksikliği gidermek için hemen bir bilene başvururuz. Bilen kişi bir arkadaşımız olacağı gibi öğretmenimiz de olabilir. Bu süreçte s(z)orunlu olarak bir konuyu veya herhangi bir konunun ayrıntısını böylece öğrenmiş oluruz.
"Z(S)orunlu Öğrenme"yi daha kısa sürede daha aktif ve başarılı bir şekilde gerçekleştirmek istiyorsanız şunlara dikkat etmelisiniz: Bir konuyla ilgili soruları çözmeden önce o konuyu iyi öğrenmelisiniz. Soru çözerek de öğrenip öğrenmediğinizi kontrol etmiş olursunuz. Amaç ÖSS´de başarılı olmak ise ÖSS niteliğine uygun sorular çözmelisiniz. Soruları kendinize zaman tanıyarak çözün. Çünkü gerçek sınav sadece bilginizi değil bilgi kullanma hızınızı da ölçmektedir. Bu yüzden 180 soru için 180 dakika süre tanınmaktadır. Her sorunun size sınavda sorulabileceğini düşünerek yanıtlamaya çalışın. Çözemediğiniz veya yanlış çözdüğünüz sorunun mutlaka doğru çözümünü öğrenin. Her gün belirli miktarda soru çözmeye çalışın. Soru çözmek sizde bir alışkanlık olsun. Soru kökünü ve soru paragrafını anlamadan şıkları okumaya başlamayın. Bu mönüye ve fiyat listesine bakmadan sipariş vermeye benzer. Önce size verilenleri ve sizden istenenleri iyi belirleyin. Bu sizin cevabı daha kısa sürede ve daha doğru bir şekilde bulmanızı sağlayacaktır. Bütün şıkları okumadan doğru olduğuna inandığınız şıkkı işaretlemeyin. Çünkü bazı sorular sizden en doğru cevabı bulmanızı ister. Şüphelendiğiniz soru ve sorular varsa o soruya hemen değil de birkaç tane soru çözdükten sonra bakın. Yanlış çözdüğünüz sorulardan ötürü ümidinizi kaybedip karamsarlığa düşmeyin. Çünkü her yanlış çözdüğünüz soru şayet doğru çözümünü öğrenirseniz sizin için bir kazançtır. Çözemediğiniz soruları düşünerek stres yapmayın. Her öğrencinin çözemeyeceği sorular mutlaka çıkar. Uzun paragraftan oluşan soruları "uzun soru zordur" yargısında bulunarak o soruyu okumadan geçmeyin. Paragraf sorularının en önemli özelliği cevabının paragrafın içinde gizli olmasıdır. Paragraf sorularında önce soru kökünü okursanız paragrafı daha kolay ve kısa sürede anlarsınız. Bu ise soruyu daha çabuk çözeceğiniz anlamına gelir. Doğru cevaba daha kısa sürede ulaşmak istiyorsanız yanlış olduğuna inandığınız şıkları hemen eleyin. Kalan şıklar üzerine düşünün. Sayısal sorularda işlemleri mutlaka kaleminizi kullanarak yapın.